Uzun oruç sürecinde, sağlığımız bakımından vücutta susuzluk ve açlığa bağlı oluşan değişikliklere dikkat etmek çok önemli. Sahurdan sonra acıkmamak, iftarda ise günboyu açlığın verdiği uyarı ile kontrolsüz bir şekilde yenen fazla miktarda yiyeceğin vereceği rahatsızlıktan kaçınmak için uzmanlar hafif yiyeceklerin yavaş yavaş tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, eski kaynaklarda rezene bitkisinin yapraklarının oruç tutanlarda açlık hissini azaltmak amacıyla kullanıldığına dikkat çekiyor. Ülkemizde Rezene bitkisinin tatlı varyetesinin topraküstü kısımları, Ege’de halk arasında “arap saçı” adı ile tüketilen bir sebze. Avrupa’da ise; çorbalar, et ve balık yemekleri, salata ve turşulara lezzet vermek amacıyla yaprakları ve gövdesi kullanılan bir bitki.
Yapılan bilimsel çalışmalar, Rezene meyvelerinin bir çok yararlı etkisini ortaya koyuyor. Bu çalışmalar arasında en çok dikkat çeken kısım, sindirim sistemi üzerindeki spazm giderici etkisi. Özellikle sindirim sisteminde düz kas tabakasını gevşetmesine bağlı olarak sindirime yardımcı olurken, midedeki gerginlik ve ekşime gibi şikayetlerin giderilmesini de sağlamaktadır. Dolayısıyla, akşam iftardan sonra Rezene çayı içilmesi, tüm gün boyunca kasılmış olan midenin rahatlamasını sağlayacak, bu sayede iftarda yenilen yemeklerin daha kolay sindirilmesine yardımcı olarak mide ve bağırsaklarda rahatsızlık verecek gaz oluşumunu engelleyecektir.
|